27 Ağustos 2010

Fenerbahçe'nin Avrupa Defterini(erken) Kapaması


Son senelerde artık alışıla geldiği gibi Fenerbahçe için Avrupa'da başarı yine diğer sezonlara kaldı.Önce Young Boys'a elenip Şampiyonlar Ligine veda etme ardından da PAOK'a elenip UEFA'ya veda etme Fenerbahçenin Avrupaya erken havlu atmasına neden oldu...Zico döneminde kalınan çeyrek finalden sonra herkesin beklentisi olan Avrupa'da başarı ve istikrarın bir türlü yakalanamaması,bunun bir tesadüf olduğunu yavaş yavaş taraftarın aklına kazıyor.Bunun yanında ligde ve kupada da istenilen başarının yakalanamaması taraftarın takıma ve yönetime olan güvenini giderek azaltıyor.Sezon sonunda yaşanan dramın etkisi hala daha takım üzerinde görülürken,kredisinin tükenmesi nerdeyse imkansız olan Aykut Hoca bile şimdiden kredisinin 50%sini tüketmiş durumda görülüyor.Takımda eksik olan kondisyon ve organize eksikliği her geçen maç ortaya çıkarken,taraftarı tatmin eden tek şey takımın arzu ve istekli oyunu.En azından geçen senelere göre maç seçmeden oynamaya çalışıyorlar,ki öylede yapmalılar çünkü işleri bu.Her sene olduğu gibi Alexli mi Alexsiz mi oynaması tartışılırken Fenerbahçe'nin,Fenerbahçe Alexli ve Alexsiz oynadığı son iki maçını kaybetti.(Trabzon-PAOK).Peki takımda değişen neydi?Hiçbirşey.Fenerbahçe geçen seneye göre bu sene sezona hiç hazır girmedi,takım kötü oynayıpda kazanamıyor ve Gökhan Gönül dışındakilerin çoğu 90dkyı çıkartamıyor.Yapılan transferlerin bile tam olarak faydasını göremiyor Fenerbahçe.Kadro değeri 40milyon euroyu geçmeyen takımların 100milyon euronun üzerinde değeri olan Fenerbahçe'yi elemesi akıllarda kalan bir diğer soru işareti.Taraftarın harcanan paraların boşa olduğunu düşünmeye başlarken,şimdiden bir ümitsizlik içine girmeye başlamış olabilirler.Takımın ve yönetimin acil olarak birlik ve bütünlük içinde hareket ederek,takımı toparlama ve düzene sokması lazım.4-4-2,4-2-3-1 farketmeksizin takımın sistemli ve iyi anlaşarak oynaması lazım.Takımdaki herkesin birer birer sorumluluk alarak üzerinde giydikleri formanın hakkını vermeleri lazım.Aksi taktirde,bize GS maçlarında alınan sahte başarılar dışında başarısız bir sezon kalacak.Artık gerçekci hedef ve başarılarla Fenerbahçe gibi oynamaya başlamak ve takım içinde düzenme uyumu sağlamak Aykut Hocanın aşması gerekn sorunların başında geliyor.

Barış Ceylanlı
27 Ağustos 2010 Cuma

6 Ağustos 2010

Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligine Veda Etmesi...


Son 3 yılda olduğu gibi Fenerbahçe yine Avrupanın en büyük arenasına veda edip, Avrupa Ligi'nde mücadele etme şansını yakaladı.2-2 biten ilk maçın rövanşında kendi kalesi olan Şükrü Saraçoğlu'nda, 10 kişi kalarak rakibine 1-0 yenildi ve tur şansını yitirdi....

Gerek sakatlar,gerek sezon başı olması,gerekse takımın hazır olmaması öne sürülsede bence elenmenin en büyük sorumlusu oyunculardır.Rakiple karşılaştırıldığında yetenek bakımından kağıt üzerinde çok çok iyi gözükmelerine rağmen,sahada 3. Lig takımı görütüsü verdiler.Alex'inde dediği gibi kişisel beceriden biraz yoksun olmaları ve belkide her anadolu takımına oynadıkları oyunu oynamaları (ciddiyetsizlik ve küçümseme temalı) mağlubiyeti kaçınılmaz kırdı.Rakip bizden kat kat iyimiydi? Hayır, teknik adamlarnın verdiği görevi sonuna kadar yapmaya çalışan ve futbolun temel felsefesini, futbolu basit oynamaya çalışan bir takımdı....

Peki Fenerbahçe kazanmak için ne yaptı?.. Çoğu oyuncu çabaladı ama kısıtlı beceri(bazı oyuncular için) yüzünden ellerinden bişey gelmedi ama eğer siz Fenerbahçe oyuncusuysanız ve o formayı üzerinizde taşıyorsanız İsviçre Ligi'nin bir takımına yenilme gibi bir lüksünüz olmamalı.Siz Türkiye'nin en büyük ve en köklü kulüplerinden biriyseniz bu tür rakiplere karşı cdaha ciddi,istekli ve arzulu oynamanız ŞART !!!...

Bundan sora ne yapmalı? Her taraftarın olduğu gibi benimde bu seneki beklentim Avrupada başarı ve tabikide şampiyonluk.. Peki bu kadronun bunu başarma şansı nedir? Öncelikle oyuncular bir birine kenetlenerek,takım ruhunu ve kazanma isteğini GS maçları dışında da üst düzeyde tutmalı...En önemlisi bir kaç kişi dışındaki hemen herksin kendine ben ne yapıyorum diye sorup çeki düzen vermesi. Daha çok çalışarak,her maçı finalmış gibi oynamalı.En azından bir taraftar olarak bunu istememiz en doğal hakkımız...

Umarım en kısa zamanda işler iyiye gider ve Aykut Hoca kafasındaki iyi oynayan takımıı yavaş yavaş şekillendirmeyi başarır.Yönetiminden,taraftarına herkesin hocaya güvenmesi ve arkasında durması ve sadece bugünü değil yarınlarıda düşünerek hareket etmesi gerek...

Barış Ceylanlı
06 August 2010